Maraşantiya Dergi 18.Sayı Ekim-Kasım-Aralık 2025

Tanıtım bülteninden:

“DİNAR BANDOSU KURANLARDAN SIKILDIM.” Ahmet Güntan

Şiir özelinde edebiyatımızın yaşadığı açmazlara açılalım istiyorum, az da olsa. Kitap fuarları, etkinlikler, atölyeler, yarışmalar, ödüller… Şiire ve edebiyata katkı sunması gereken bu eylem ve dinamiklerin kişiler öznelinde konuşulması, eleştirilmesi yetsin artık. Herkesin kendini bağıran yüksek, herkes kendinin sopranosu.

“Ben, bu kulaklara göre ağız değilim“ demişti Friedrich Nietzsche; çağının ötesinde ya da dışında yaşayanların başkalığını, belleğimize kazıyan şiirinde. Herkesin baktığı yere/yerden bakmayan, herkesin duymak istediğini söylemeyen, varoluşunu kendi olmak adına sürdürenler için çok zordu yaşam; şimdi de öyle ve hep öyle olacağa benziyor. Kendi olmanın, kendi dilini ve tavrını oluşturmanın biricik olduğu, anlatım alanlarındaki en özel metin türü, şiir.

Ahmet Güntan, İyot adlı ( Birinci Baskı YKY, Haziran 2002, 160. Kilometre Birinci Baskı Haziran 2025 ) kitabından alıntılayacağım şu sözler de, benzer sancıların ahları gibi. Sombahar dergisi Eylül 1990’da kendisi ile röportaj yapmış ”Bazı şairler, edebi çevrenin içine girmeden gelecek adına var olunamayacağını savunuyorlar. Ne dersiniz? sorusuna, “edebiyat çevresinden çok sıkıldım. Şiir ile okur arasında duran bu insanlardan çok sıkıldım.”, “ Türkiye’nin, sanatın, edebiyatın, şiirin gündemini belirleyen bu insanlardan sıkıldım. Bütün o şiirin coğrafyası, iklimi, atlası, alt beğenisi, üst beğenisi gibi laflardan sıkıldım”, “ Herkes onun yazdığı gibi şiir yazsın isteyenlerden de sıkıldım. Şiir budur, diye ortaya çıkan, etrafında kendini arayanları değil, onun gibi şiir yazabilenleri toplayanlardan sıkıldım. Dinar Bandosu kuralardan sıkıldım. Kötümserlerden sıkıldım. Şiiri bir bayrak yarışı zannedip elinde bayrakla dolaşanlardan sıkıldım. Aynı elbiseyi giyenlerden, aynı bıyığı bırakanlardan sıkıldım. Aynı emniyetli kanalda birlikte ilerleyenlerden sıkıldım.” diyor. Hangimize yabancı bu yakınışlar?

“Gerçeğin elinden ölmemizi önleyecek bir şey varsa o da sanattır.” diyen Nietzsche, sözünü anımsayıp, daha çok tutunmalıyız edebiyata, şiire. Bu etikle hazırladığımız 18. sayımızda Tuğrul Keskin ve Ayşe Nâlân söyleşileri, Veysel Çolak’ın hazırladığı “ Çocuklar İçin Yazılan Şiirler” dosyasına ; Hidayet Karakuş, Ahmet Günbaş, Gökhan Akçiçek, Mehmet Atilla, Kazım Şahin, Fahrettin Koyuncu, Nurdan Aladağ katkı sundu. Hüseyin Peker/ 2025 yılı 10 şiir kitabına kısa değindi. Serkan Doğan çeviri, Hasan Ulaş, Manolya Yılmaz, Eyüp Erhun Köse, Senem Gökel , Yunus Karakoyun, Nurbanu Kaplan, Şerif Tezgöreler ve Dilek Erol şiirlerini okuyacağınız şairler. Humor yaklaşımı ile Alper Aktaş denemesi, Murat Arsu’dan  ŞiirAranış, Fatma Hatun Esen kitap derkenarında  Arsen Everekliyan/ Kötülük Epiği var. Celal Karaca, Sahafın Keçisi dergisi için düştü derkenar notlarını.

19 sayımızda buluşmak dileğiyle…

Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Maraşantiya Dergi 18.Sayı Ekim-Kasım-Aralık 2025 Maraşantiya Dergi 18.Sayı Ekim-Kasım-Aralık 2025 MARASANTIYA18 Maraşantiya Dergi 18.Sayı Ekim-Kasım-Aralık 2025

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.