Nihayet Dergi Kasım 2025

Birkaç arkadaşla aramızda bir değini konusudur: Kırk sene önce bir yaz günü, bir caminin yanındaki çay ocağının önündeki kaldırıma oturmuş birkaç yaşlı köylü görmüştük. Güneşten kaçmadan, saatlerdir orada öylece, suskun, gözlerini kısarak oturuyorlardı. Biz çocuklar gölgeye kaçarken ve biraz da öylece oturmakta zorlanırken, gömleklerinin yaka düğmeleri de ilikli o amcalar, orada ama öylece oturuyorlardı. Büyük bir sebatla ve ciddiyetle âdeta Godot’yu bekliyor gibi diyesim geliyor ama tam tersine, o dekorun bir parçasıymış ve hep oradalarmış gibi oturuyorlardı. O oturan amca kütlelerine bakarak kikirdediğimizi, onları konu edindiğimizi hatırlıyorum. Biz onların hareketsizliğini yadırgıyorduk ama onların hareket etmek için bir sebepleri yoktu. Yerinde duramayan bizlerle ve kımıldayıp duran çarşı hayatıyla tezat bir görüntüleri vardı. Aynı anda biri çok yavaş ve diğeri çok hızlı iki ayrı ritmin çarpıştığı bu enstantane, her saçma şey gibi bizi eğlendirmişti.

Aradan geçen bunca yıl sonra, olayın şahitleri bizler, işini saatlerce masa başında oturarak yapmak zorunda kalan kimselere dönüştük. Ama bizimle onlar ar asında bir fark var: Biz öylece oturamıyoruz. Masa başındayken bacaklarımız hareketsizse de ekran başındaki gözlerimiz, parmaklarımız, bileklerimiz hareketli. Bir listeden, bir Excel sayfasından, bir rapordan, bir videodan, bir posttan diğerine koştuğumuzu hissediyoruz. Oturuyoruz ama belimiz, boynumuz ve sırtımız ağrıyor. Koşmadan yoruluyor, koşmadan yetişiyoruz. İki oturuş arasında fark var: O köylüler, oturdukları zaman dilimiyle senkronize olarak orada hazır bulunuyorlardı. Yavaş akan bir zamanda kendileri de yavaştı. Bizse oturduğumuzda sadece yavaşlamış görünüyoruz ama zamanımız yetişmek zorunda kalacağımız kadar hızlı akıyor. Son yıllarda gelişen iş kolları, geleneksel iş kollarındaki otomasyon ve dijitalleşme gibi faktörler sebebiyle dünya genelinde oturan insan sayısında ciddi artış olduğu muhakkak. Ama bu oturma acaba o eski oturma mı?

 

Nihayet bu sayıda oturan insana odaklandı. Bizim için hazırlaması zevkli ve öğretici bir sayı oldu.

 

Dosya Mehmet Ali Akyurt’un, “Oturmanın Sosyolojisine Dair” başlığında kültürel, sınıfsal ve alışkanlıklar bağlamında sosyolojik bakış açısıyla açılıyor. Ardından Deniz Demirarslan’ın, “Sedirden Koltuğa Tasarımın Kültürel Yolculuğu” isimli yazısıyla oturma biçimlerinin mobilyadan koltuğa modernleşme ve tasarımlarını irdeleyerek devam ediyor. M. Atilla Söğüt, “Oturma Elemanı ve Statü Tarihsel Süreçten Günümüze Mekân, Kimlik ve Toplumsal Hiyerarşinin Somut Göstergesibaşlığında oturma araçları üzerinden statü ve kimliğe ilişkin tarihsel örnekleri barındırdığı yazısıyla yer alıyor. Gülçin Gündüz “Oturmanın Dönüşümü: Nesneden Duyguya” yazısında oturma eyleminin duygusal ve statü olarak konumlandırılmasını keşfetme yolculuğu bağlamına açımlıyor. Ardından Tuba Kaplan, Fizyoterapist İrem Bilge Ulukış ve Uzman Esra Şahin Akçal ile “Oturmak: Yeni Yorgunluk Biçimi” başlığında oturmanın bedensel ve ruhsal etkisini, ruh hâli ve fizikî dışavurumlarını irdeledikleri bir röportaj gerçekleştiriyor. İsmet Tunç “Dinî ve Kültürel Boyutuyla Bir Eylem Olarak Oturmak” yazısında kültürel ve Doğu dinleri, inançlar bağlamında oturma eylemini inceliyor. Murat Güzel, “Siyasalın Üretildiği Kamusal Mekânlardan Biri: Kahvehaneler” başlığında oturma eyleminin siyasal boyutlarını kamusal mekânlar kahvehaneler üzerine ele alıyor. Cihan Aktaş, “Geçerken Oturmak, Ara Yerde Bir Nefes Almak” başlığıyla geçmişten günümüze oturmak, oturma salonları, ev oturmaları bağlamında ele alıyor. Tugay Kaban, “Gövdenin Unutmadığı Duruş” başlığında kurmaca metinlerde Oblomovlaşan karakterler bağlamında edebiyatta oturmak başlığını ele alıyor. Tuba Kaplan, “Melankoli, Mekân ve Modernlik Bağlamında Oturan Erkeklik” yazısında oturma eylemini melankoli ve yas bağlamında  düşünerek Türk Edebiyatında oturan erkeklik figürlerini irdeliyor.

 

Nihayet’in Kayıtlar, Hayat Memat ve Kültür Atlası sayfalarında da okuru birbirinden önemli yazılar bekliyor.

 

Semiha Mıhçıoğlu, “Sûfî Geleneğin İzinde İznik” başlığında İznik’te tasavvufi hayatın izini sürüyor.

 

Tahsin Yıldırım, “Abdullah Cevdet’in Cenaze Namazı Kılındı mı?” yazısında Abdullah Cevdet’in edebi yolculuğunda kavgaya sebep olan cenaze merasimini ele alıyor.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                    

 

Sezer Şimşek, “İstanbul Hemşeriler Cemiyeti” 1950’de kurularak İstanbul’un toplumsal hayatına katkı sunan, halkın yaşantısına destek olan bu cemiyeti irdeliyor.

 

Şeyma Acar, “Shaykh Mohammed Foulds: Doğanın Dili ve Kalbin Yolculuğu” başlığında yazar, düşünür ve antropolog Mohammed Foulds ile Hearst See yaklaşımı üzerine doğa düşüncesi, İslam ve İslamın çevre bilinci hakkında bir röportaj gerçekleştiriyor.

 

Tolga Yıldız Ak, Kara ve Gri: Bireyselden Toplumsala Psikolojik Esneklik” isimli yazısında toplumun siyah beyaz arasındaki gerginliğindense gri alanların esnekliğine psikanaliz bağlamında dikkat çekiyor.

 

Elif Bulut, “Sırât’ı Hayatın ve Mananın üzerine Kurmak” yazısında Oliver Laxe sineması üzerine yoğunlaşarak yönetmenin ve filmlerin derin arka planı üzerine kamerayı çeviriyor.

 

Ayhan Demir,Dıraç’taki En Eski Osmanlı Yapısı Fatih Camii…” isimli yazısında Balkanlar dizisine devam ederken Arnavutluk’un en kıyı kenti Dıraç’taki Fatih Camii hakkında bilgi aktarıyor.

 

Mehmet Eren Metin, “Doğduğumdan Beri O Evde Yaşıyordum” yazısında Bursa’da meydana gelen bir yangına tanıklığını aktarıyor.

 

Kevser Çelikel, “Modernleşmenin Gölgesinde Yemek” başlığında dünyada ve Türkiye’de yemek üzerine interaktif gastronomi müzelerini irdeliyor.

Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Nihayet Dergi Kasım 2025 Nihayet Dergi Kasım 2025 NIHAYET112025 Nihayet Dergi Kasım 2025

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.