Nihayet Ekim 2022

Avro-İslam
Sınırlar, İmkânlar

İslam, Avrupa’nın artık sadece bir gerçeği değil, aynı zamanda yükselişte olan dini. Bu yükselişi, mühtedilerin varlığına bağlamayacağız. Çünkü Müslüman göçmen sayısının doğuma ve yeni göç dalgalarına bağlı olarak sürekli artması, mühtedilerin sayısıyla kıyas kabul etmeyecek seviyededir. Müslümanlar kitlesel olarak yaklaşık yüz senedir Avrupa’da. Ama asıl olarak, ellilerden itibaren Avrupa’nın büyük bir iş gücüne duyduğu ihtiyaç, Türkiye de dahil olmak üzere, birçok Müslüman ülkeden göçmenin Avrupa’ya gitmesine yol açtı. Bu göçmenlerin görevlerini tamamladıktan sonra, misafirliklerini sona erdirerek ülkelerine döneceklerine dair çocukça beklenti elbette karşılıksız kaldı: Hiç kimse, geri dönmek istemiyordu. Dahası, ailelerini getiriyorlar, çocuk doğuruyorlar ve kimliklerini korumak üzere önlemler almaya çalışıyorlardı. Bu milyonlarca Müslümandan oluşan büyük kitlenin geleceklerine dair tartışmalar on yıllardır sürüyor. Bundan yirmi sene önce ortaya atılan Avrupa İslam’ı kavramı tartışmalara yeni bir boyut ekledi. Bu Müslüman kitle, Avrupalı olarak mı Müslüman kalacaklardı, yoksa Müslüman kalarak mı Avrupalı olacaklardı. Yani Avrupalı olmak mı öncelikleri olacaktı, yoksa Müslüman kalmak mı? Nihayet, ekim ayında “Avro – İslam” kavramını farklı boyutlarıyla masaya yatırıyor.

Dosya, Ahmet Murat’ın “Avrupa’da Tasavvufa Dair Bir Dilemma” başlıklı yazısıyla açılıyor. Ardından Merdan Güneş, Avrupa’daki Müslümanların geleceğini “Euro İslam mı, Avrupalı İslam mı?” başlığı altında irdeliyor. Aysun Yaşar Dilek Avrupa İslamı’nın güncelde bir karşılığı olup olmadığını anlatıyor. Kübra Kuruali Yaşar’ın söyleşi yaptığı Zeliha Eliaçık ise kavramlar üzerine yeniden düşünmemiz ve Türkiye’deki Müslümanların tepkisel aksiyonizminin yerini artık stratejik bir duruşun alması gerektiğini vurguluyor. Ömer Faruk Yeni Avro - İslam’ın İngiltere’deki yansımalarını anlatırken, Ünal Koyuncu Batı’daki Müslümanları Avro - İslam düşüncesine götüren tarihi ve güncel süreçleri aktarıyor. Betül Özel Çiçek de Amerika’daki Müslümanların İslam algılarına ve siyasi yansımalarına mercek tutuyor.

Nihayet’in Kayıtlar, Hayat Memat ve Kültür Atlası sayfalarında da okuru birbirinden önemli yazılar bekliyor.

Cihan Aktaş, “Toplumsal Cinsiyet Tedirginliği” başlıklı yazısıyla güncel tartışmaların temeline yaklaşıyor.

Hümeyra Büşra Nural, Japon pop kültüründeki “idoller”e değiniyor.

“Evrak-ı Perişan Arasında” serisine devam eden Necati Tonga ise Abdülhak Mihrünnisa Hanım’ın unutulmuş bir şiirini okurla paylaşıyor.

Selçuk Karakılıç, Yahya Kemal hakkındaki bir intihal dedikodusunun edebiyat çevrelerinde nasıl karşılandığını anlatıyor.

İsviçreli gazeteci - yazar Simona Ryser’in bilişsel bilim üzerine çalışan filozof Kevin Reuter ile “ağrı ve ağrıyı hissetme algımız” üzerine yaptığı görüşme Beyza Şen çevirisiyle sayfalarda yer alıyor.

Mustafa Olgun da “Rastlaşmalar” başlığı altında Suriye’ye dair fotoğraflı izlenimlerini sunuyor.