Türk Edebiyatı Dergi 624.Sayı Ekim 2025
Türk Edebiyatı Dergi 624.Sayı Ekim 2025
Sevgili Türk Edebiyatı okurları,
Etkilenme ile intihal arasındaki keskin ve çoğu zaman tehlikeli çizgi, sanatın ve
edebiyatın en kadim tartışmalarından biri olmuştur. Biz de bu ayki sayımızın dosya konusunu,
tarih boyunca sanatçıların zihnini meşgul eden bu hassas meseleye ayırdık. Sadece edebiyatta
değil, müzikten mimariye kadar farklı alanlarda intihalin nasıl tezahür ettiğini, hangi
tartışmalara yol açtığını ve özgünlüğün değerini bir kez daha sorguluyoruz.
Dosyamızın ilk yazısı M. Fatih Köksal’a ait. Köksal, eski Türk edebiyatındaki şiir
hırsızlığını irdeleyerek 19. yüzyıl şairlerinden Diyarbakırlı Naîm Efendi’nin Sırrî Hanım’ın
divanını bütünüyle nasıl çaldığını ve yaptığı intihallerle nasıl meşhur olduğunu kaleme alıyor.
Bâki Ayhan Asiltürk, Türk edebiyatındaki intihal sorununu, gelenekçilik ve postmodernizm
olmak üzere iki farklı edebî anlayış üzerinden inceliyor. Asiltürk, divan edebiyatındaki “el
alma” geleneği gibi, günümüz postmodern yazarlarının da metinler arasılık adı altında sıkça
intihal yaptığını günümüz yazarlarından örnekler vererek açıklıyor. Muharrem Kaya, Orhan
Pamuk’un Kar romanı ile Robert Musil’in Niteliksiz Adam romanı arasındaki benzerlikleri
inceliyor. Kaya, iki eseri olay örgüsü, temalar, karakterler ve üslup açısından analiz ederek
aralarındaki ilişkiyi ortaya koyuyor. Serpil Mutlu Kırlı, divan şiirinde intihalin şairler ve
tezkire yazarları tarafından yüzyıllar boyunca ciddiyetle tartışılan temel bir mesele olduğunu
anlatıyor. Kırlı ayrıca intihali nazire, tercüme ve tazmin gibi geleneksel edebî türlerden
ayırarak özgünlük ile taklit arasındaki hassas çizgiye temas ediyor. Kâmil Uğurlu, mimarlık
alanından yapılan intihalin, telafisinin çok pahalı olması sebebiyle sıkça görmezden
gelindiğini ve yaygın bir sorun olduğunu dile getiriyor. Özellikle cami mimarisinde bu
sorunun ayyuka çıktığını ve fikir aşırma, mozaikleme hatta mimarın kendi projesini tekrar
etmesine kadar birçok intihal türünün bulunduğunu ifade ediyor. Rauf Tuncer, intihali
yaratıcı sürecin doğal bir parçası olan etkilenmeden ayırarak, intihal kavramının tarih
boyunca farklı algılandığını, ancak modern çağda telif hakları, dijitalleşme ve yapay zekâ
gibi gelişmelerle bu konunun hukuki ve etik sorununa dönüştüğünü anlatıyor. Vural Yıldırım,
müzik alanında esinlenme ile intihal arasındaki ince çizgiyi ayırt etmenin zor olduğunu
belirtiyor. Yıldırım ayrıca Türk pop ve arabesk müziğinde yabancı eserlerden yapılan izinsiz
adaptasyonların yaygınlığına dikkat çekerek bu durumun sanatçıları mağdur ettiğini
söylüyor. Ali Tavşancıoğlu şiirdeki tesadüfi benzerliklerin kabul edilebilir olduğunu ancak
imge, ses, vezin ve kelime bakımından birebir aynı olan eserlerin intihal sayıldığını belirtiyor.
Bu sayımızda ayrıca Ahmet Beşe’nin büyük yazar Cengiz Aytmatov’un kız kardeşi Roza
Aytmatova ile yaptığı söyleşi yer alıyor. Erhan Çapraz, Türk yaratılış ve türeyiş mitolojisinin
temelini Kur’an ve sünnetin oluşturduğu bir “hakikat alanı”nın belirlediğini savunuyor.
Salim Nizam ve Dilek Altundağ ise hikâyeleriyle yer alıyorlar. Cemal Kurnaz ise tarih
boyunca Batı’ya ilim öğrenme veya daha iyi bir yaşam umuduyla giden Türk gençlerinin
kendi kültürlerine yabancılaşarak geri dönmemesinin, ülke için devam eden büyük bir kan
kaybı olduğunu dile getiriyor. Mehmet Neşet Turgut, Attilâ İlhan’ın edebî birikimini sinema
senaryolarına aktararak Yeşilçam’a özgün bir estetik kazandırdığını söylüyor. Turgut’a göre
Attilâ İlhan, mekânı bir karakter gibi kullanarak, Fransız şiirsel gerçekçilik akımını Anadolu
motifleriyle harmanlamış ve sembolik imgelere ağırlık vererek filmlerine duygusal bir katman
eklemiştir. Şeyda Kazez, Sait Faik’in “Yani Usta” adlı hikâyesi üzerine yaptığı metin
incelemesi ile yer alıyor.
Bu ay; Fatih Kimsebilmez, Talat Ülker, Suavi Kemal Yazgıç, Ferah Nur Ünal, Mustafa
Doğan şiirleriyle dergimize katkıda bulunuyorlar.
Herkese iyi okumalar dileriz…